18 Mart Çanakkale Savaşı İle İlgili Kompozisyon

18 Mart Çanakkale Savaşı ile ilgili kısa bir kompozisyon yazısı hazırladık bu sayfada. Çanakkale Savaşları hakkında bahsedeceğimiz bu kompozisyonda sizler birkaç değişiklik yaparak Türkçe ödevlerinizde kullanabilirsiniz.

18 Mart Çanakkale Zaferi

1919 yılında dünya devletleri arasında bir yarış, bir kutuplaşma meydana gelmişti. Toprak ve para hırsı ve silahlanmalardaki artış en sonunda dünya savaşının çıkmasına neden oldu. O zamanlar henüz cumhuriyetimiz kurulmamıştı ve Osmanlı Devleti olarak bizlerde savaşa girdik. Aslında zaten güç durumda olan ülkemiz “ya tutarsa” deyip Almayanın gücünden faydalanmak isteyen komutanlarımız (İttihat ve terakkiciler Enver-Talat paşa vs) bizleri savaşa sürükledi.

Ancak ardı ardına cephelerde yenilgiye uğruyorduk. Elde avuçta yokken birde savaşa katılmamız halkı iyice perişan etmişti.

Fakat cephelerden biri ilgi çekici şekilde düşmüyordu. Düşman askerleri nekadar çok asker yollarsa yollasınlar Türkleri geçemiyordu. Neden mi?

Çünkü o cepheyi savunan efsane bir komutan vardı. Evet…

Mustafa Kemal Atatürk…

Eşsiz deha ileri görüşlülüğünden faydalanarak düşmanın nerelerden geçebileceğini tahmin ediyor, savaş hamlelerini bir bir tutturuyordu. Emrindeki erlere, size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum diyen komutanımızın bu çoskusu erleri adeta yenilmez bir savaşçı haline dönüştürüyordu.

Bu cephe geçilmemeliydi. Eğer Çanakkale geçilirse artık Türk diye bir sınır kalmayacağının bilincindeydi.Belirtmeliyim ki beyazokul.com yazarı olarak bu satırları döken ben de; çanakkale savaşlarında gazi olan bir askerin torunuyum. Ne mutlu ki bize düşmana geçit vermedik. Yokluklarla, kıtlıklarla savaşırken, elimizde avucumuzda doğru düzgün kendimizi savunacak silah yokken onca güçlü devleti yere serip geçit vermedik.

Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm Çanakkale şehit ve gazilerimize Allah rahmet eylesin diyoruz. Mekanları cennet olsun. Hakları emekleri üzerimizde, hala yediğimiz ekmek onların koruduğu topraklardan üretiliyor. Onlara nankörlük etmek ne mümkün…