Atatürkün Sanata Verdiği Önem

Atatürk şiir, edebiyat, resim ve müzik gibi sanatın bütün alanları ile yakından ilgilenmiş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarından itibaren Türk milletini sanata yönlendirme çalışmalarında öncü olmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, şiire ve edebiyata verdiği önemi her zaman dile getirmiştir. Kimi zaman şarkılara eşlik etmiş, kimi zamansa özellikle Rumeli türkülerini seslendirerek notalarını da oluşturmuştur. İstiklal Marşı gibi sanatın en büyük figürlerinden birinin hayata geçmesini ve bestesi ile güftesinin yapılmasında önemli bir rol oynamıştır.

Aslında onun müziğe olan ilgisi, askeri ateşe olarak atandığı Sofya vilayetinde başlamıştır. Bundan sonra artık Cumhuriyetin kuruluşundan sonra bu yönde teşviklerde de bulunmuştur. “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir,” sözü de, Mustafa Kemal Atatürk’ün sanata ne kadar çok değer verdiğini göstermektedir.

Kendi döneminin en önemli sanat temsilcilerinden olan Bedia Muvahhit ve Muhsin Ertuğrul’un tiyatro oyunlarını yerinde takip etmiştir. “Bir millet ki resim yapamaz, bir millet ki heykel yapamaz, bir millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yapamaz; o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur.” diyen Mustafa Kemal Atatürk, sanatın tüm alanlarının bilimle ve fenle iç içe geçtiğini ve bunun da her ikisini doğrudan etkilediğini ifade etmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk, Çankaya Köşkünde bir resepsiyonda, dönemin önemli sanatçılarını davet ederek, burada sanat hakkında çok değerli ve teşvik edici konuşmalar yapmış ve sanatçıların ayakta alkışlarını almıştır. 4000’den fazla kitap okuduğu bilinen Gazi’nin, bu kitaplarının çoğunu şiir ve edebiyat kitaplarını oluşturduğu bir gerçek. Çünkü, o sanatın her yönü ile ilgileniyordu.