Depremle İlgili Kısa Yazı
Ülkemiz deprem kuşağında yer aldığı için bu doğal afete her zaman hazırlıklı olmalıyız. Deprem neredeyse her yıl ocağımızı söndürüyor. Sağlam yapılmayan binalar, bilinçsizce sırf para kazanmak uğruna yapılan çürük ve çok katlı yapılar adeta bu afete destek oluyor.
Türkiye 3. kuşakta yer alan jeolojik genç bir tarihe sahip olduğu için yer kabuğundaki çatlaklar tam olarak oturmamıştır. 1939 da Erzincan depreminde koskoca bir il adeta yok oldu. 1999 da yaşanan Gölcük depremiyle perişan olduk. O da yetmedi ocak ayındaki 2020 Elazığ depremiyle hala ne kadar doğal afetler karşısında çaresiz olduğumuzu görmüş olduk.
Aslında çaresizlik fay hatları üzerinde olmamızdan değil, yapıların düzgün yapılamamasından kaynaklanıyor. Deprem konusunda konut projelerine kolaylıkla evet denilmemeli ve yapı denetim kuruluşlarına adeta göz açtırmamak gerekmektedir.
Bunun yanı sıra tüm vatandaşlarımıza deprem eğitimi verilmeli; doğal afetler konusunda toplum bilgilendirilmelidir.
Ülke olarak depremi çok sayıda hisseden, uzman ülkelerden destek almamız şart. Örneğin Japonya, sarsıntısız bir ay geçirmiyorlar artık uzmanlaşmışlar ve yapılarını depreme göre tasarlayıp planlıyorlar. Ortak akıl ve işbirliğiyle onlardan bu konuda destek almamız gerekiyor.
Depremle İlgili Kısa Yazı
