Seçme ve Seçilme Özgürlüğü

Seçme ve Seçilme Özgürlüğü, insan hür iradesinin ve temsil gücünün en önemli göstergelerinden biridir. Sosyal devlet anlayışının direkt olarak yansımalarından başında gelir. Kadın veya erkek hiç fark etmeden, en düşük temsiliyetten en yüksek temsiliyet hakkına kadar, seçme ve seçilme özgürlüğüne sahip olmalıdır. Onurlu ve eşit yurttaşlığın en önemli noktalarından biri olarak kabul edilir.

İşte bu yüzden Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmış ve onların özgürce bu haklarını kullanmaları sağlanmıştır. Mükemmel bir adım olarak kabul edilen bu adım, Mustafa Kemal Atatürk’ün ne kadar üstün zekaya ve politik akla sahip olduğunu göstermiştir.

Seçme ve Seçilme hakkı, aslında erkeklere de ancak Cumhuriyet Halk Fırkasının yanına Serbest Halk Fırkası ve sonrasında İttihat ve Terakki Partisi’nin kurulmasından sonra verilmiştir. Zaten öncesinde tek parti rejimi vardı ve bu yüzden seçim farklı bir şekli ile bu hakkı, tanıyordu. Ancak Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatından sonra bu özgürlük daha da genişleyerek İsmet İnönü zamanında 1946 yılında çok partili rejim ile birlikte daha güçlü bir hal aldı. Ve günümüze kadar da Seçme ve Seçilme Özgürlüğü halen güçlü bir adım olarak yoluna devam ediyor.

Seçme ve seçilme özgürlüğü, bireyin hem kendine hem de çevresine olan vatani görevinin bir parçası olarak da görülebilir. Evet, herkes seçme ve seçilme özgürlüğüne sahiptir ancak ülkemizde oy verme bir görevdir.


Seçme ve Seçilme Özgürlüğü


Seçme ve Seçilme Özgürlüğü
YORUMLAR

  1. Merve dedi ki:

    Seçme ve seçilme hakkıyla ilgili yazıdan çok, seçme ve seçilme hakkını en iyi şekilde kullanmak konulu bir yazı daha önemli bence…